Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

kurnazlık etmek

  • 1 kurnazlık etmek

    v. fox

    Turkish-English dictionary > kurnazlık etmek

  • 2 kurnazlık\ etmek

    хитри́ть

    Türkçe-rusça sözlük > kurnazlık\ etmek

  • 3 kurnazlık

    (-ğı)
    хи́трость, лука́вство; плутовство́

    kurnazlık etmek — хитри́ть, лука́вить; плутова́ть

    Büyük Türk-Rus Sözlük > kurnazlık

  • 4 лукавить

    kurnazlık etmek
    * * *

    Русско-турецкий словарь > лукавить

  • 5 хитрить

    kurnazlık etmek,
    açıkgözlük yapmak
    * * *
    несов.; сов. - схитри́ть
    kurnazlık etmek, açıkgöz davranmak, kurnazlığa / hileye başvurmak

    Русско-турецкий словарь > хитрить

  • 6 fox

    n. tilki, kurnaz
    ————————
    v. kurnazlık etmek, aldatmak, sararmak (kitap), ekşimek (bira)
    * * *
    1. kurnazca aldat (v.) 2. tilki (n.)
    * * *
    [foks] 1. plural - foxes; noun
    (a type of reddish-brown wild animal which looks like a dog.) tilki
    2. adjective
    fox-fur.) tilki, tilkiye ait
    3. verb
    (to puzzle or confuse: She was completely foxed.) faka bastırmak
    - foxhound
    - fox terrier

    English-Turkish dictionary > fox

  • 7 придумывать

    несов.; сов. - приду́мать, врз
    icat etmek, uydurmak; bulmak; akıl etmek ( догадываться)

    приду́мывать отгово́рку — bir bahane icat etmek / uydurmak

    они приду́мали каку́ю-то хи́трость — bir kurnazlık buldular

    де́вушка жила́ в ми́ре, кото́рый сама́ себе́ приду́мала — kız kendi icat ettiği bir dünyada yaşıyordu

    что́-нибудь приду́маем! — bir şey uydururuz! bir çaresini düşünür buluruz!

    он всегда́ приду́мывал себе́ како́е-нибудь де́ло и обяза́тельно труди́лся — daima kendine bir iş icat eder, mutlaka çalışırdı

    Русско-турецкий словарь > придумывать

  • 8 trick

    adj. hileli
    ————————
    n. aldatmaca, oyun, üçkâğıt, numara, el çabukluğu, üçkâğıtçılık, çalım, dalavere, dümen, hile, muziplik, azizlik, kötü şaka, işin sırrı, kurnazlık, püf noktası, marifet, güzel kadın, oyunda yerde toplanan kâğıtlar, fahişenin müşterisi, dümen nöbeti
    ————————
    v. kandırmak, oyun etmek, oyuna getirmek, aldatmak, faka bastırmak
    * * *
    1. aldat (v.) 2. hile (n.)
    * * *
    [trik] 1. noun
    1) (something which is done, said etc in order to cheat or deceive someone, and sometimes to frighten them or make them appear stupid: The message was just a trick to get her to leave the room.) oyun, numara, şeytanlık
    2) (a clever or skilful action (to amuse etc): The magician performed some clever tricks.) oyun, hokkabazlık, numara
    2. adjective
    (intended to deceive or give a certain illusion: trick photography.) aldatıcı
    - trickster
    - tricky
    - trickily
    - trickiness
    - trick question
    - do the trick
    - play a trick / tricks on
    - a trick of the trade
    - trick or treat!

    English-Turkish dictionary > trick

См. также в других словарях:

  • kurnazlık etmek — kurnazlaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurnazlık — is., ğı Kurnaz olma durumu veya kurnazca iş Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kurnazlık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şeytanlık etmek — şeytanca bir davranışta bulunmak, kurnazlık etmek Bir şeytanlık etmezse içi rahat etmez. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açıkgözlülük etmek — kurnazlık ederek amacına ulaşmaya çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurnazlaşmak — nsz Kurnazca davranmak, kurnazlık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şeytanlık — is., ğı 1) Şeytan olma durumu 2) mec. Hile, kurnazlık Aklıma bir şeytanlık geldi. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şeytanlık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»